Thursday, August 31, 2006

Koku ve Ses

  Hayatımız boyunca duyduğunuz bütün sesler arasında en az tanıdığımız,daha doğrusu hiç tanımadığımız tek ses, kendi sesimizdir. Başka sesler bize birçok şeyi hatırlattığı halde kendi sesimiz bize hiçbir şey hatırlatmaz.

Sesimiz, hafızamızda tek bir ışık bile yakmaz. Kendi sesimiz bize yabancıdır. Kendi kokumuzu da alamayız. Kokumuz da yabancıdır bize.', 'Bu kadar yakın olup da sesine ve kokusuna yabancı olduğumuz tek insan  kendimiziz. Belki de bu yüzden kendimizi tanımayız. Belki de bu yüzden bir  başka insanın sesine ve kokusuna bu kadar çok ihtiyaç duyuyoruz. Belki de  bu yüzden aşık oluyoruz. Belki de, bir başkasının sesini ve kokusunu kendi sesimizin ve kokumuzun yerine koymaya, bir başkasının sesini ve Kokusunu bir parçamız gibi hissetmeye aşk diyoruz. Belki de, sevdiğimiz insanın  sesine doğru akıp gitmemiz, aslında kendimize doğru yaptığımız bir yolculuk.

  Kendi sesimize ve kokumuza hafızamızda yer yok. Biz kendimize yabancıyız. O yüzden başkalarının sesiyle sevinip, başkalarının sesiyle acı duyuyoruz. Aşkı aramak, hep kendi sesimizi, kendi kokumuzu aramak belki. Hafızamızda bizi dolaştıracak bir kılavuzu bulmaya çalışmak. Terkedildiğimizde duyduğumuz acı, bir parçamızı kaybetmekten. Terkettiğimizde ardımızda  bıraktığımız keder, terkettiğimiz insanın sesini ve kokusunu kendimizle birlikte götürerek geride bıraktığımız boşluktan.

  Aşkı yaşarken bunu hiç bitmeyeceğini sanmamız, bize bağışlanan büyük  yanılgı sonucu, aşık olduğumuz insanın sesini ve kokusunu kendi parçamız sanmamızdan.

  Sesler ve kokular olmasa geçmişimiz olmazdı. Sesler ve kokular olmasa aşklar olmazdı. Sesler ve kokular olmasa acılar ve sevinçler olmazdı.

  Aşk kendimizin sandığımız bir sesin ve kokunun aslında bize ait  olmadığını, bir başkasının sesi ve kokusu olduğunu anladığımız zaman  bitiyor. Yanıldığımız sürece aşığız biz.

  Seslerini kokularını istediklerimizin, vücutlarını da isteyeceğiz. Seni  seviyorum dediğimizde, sen benim sesim ve kokumsun demek isteyeceğiz.

  Kendi hafızamızda başkalarının sesleri ve kokularını kılavuz yapıp  dolaşabileceğiz ancak. Kendi geçmişimize ancak  başkalarıyla ulaşabileceğiz.

  Aşk tanrısı, dünyayı yanılın emriyle yaratacak. Hep yanılacağız. Hep  yanılıp yanıldığımız için hep acı çekeceğiz. Ama sevinçlerimizi de bu  yanılgıya borçlu olacağız. Anıldığımız sürece seveceğiz. Sonra  yanıldığımızı anlayacağız. Ve gidip yeniden yanılacağız

  Ahmet Altan

No comments: