Thursday, November 16, 2006

Özgüven Formülü

Napoleon Hill

Düşün ve Zengin Ol (Think and Grow Rich) kitabının yazarı Napoleon Hill, hedeflerinize başarıyla ulaşmada anahtar öğelerden biri olarak gösterdiği özgüven için aşağıdaki formülü sunuyor. Bunu günde bir kez yüksek sesle söylemeyi deneyin ve sizde yaptığı değişiklikleri görün.

Bir: Yaşamdaki kesin hedefime ulaşabilecek yeteneğe sahip olduğumu biliyorum. Dolayısıyla, kendimden bunun başarılmasına yönelik kararlı ve sürekli eylem bekliyorum ve hemen şu anda bu yönde harekete geçeceğime söz veriyorum.', 'İki: Zihnime hakim olan düşüncelerin, sonunda dışa dönük, fiziksel bir eylem haline geleceklerini ve zamanla kendilerini fiziksel gerçekliğe dönüştüreceklerini biliyorum. Bu yüzden, günde otuz dakika, düşüncelerimi, olmak istediğim kişiyi düşünmeye odaklayacağım ve böylece zihnimde net bir resim oluşturacağım.

Üç: Kendi kendine telkin ilkesiyle, ısrarla zihnimde sakladığım her arzunun, sonunda, arkasında yatan nesneye ulaşarak pratikte kendini göstermeye çalışacağını biliyorum. Bu yüzden, günde 10 dakikamı, kendimden özgüven geliştirmeyi talep etmeye adayacağım.

Dört: Yaşamdaki temel amacımın tanımını net bir biçimde kağıda döktüm. Bu amaca ulaşmak için yeterli özgüvene sahip olana dek denemekten asla vazgeçmeyeceğim.

Beş: Hiçbir zenginliğin ya da statünün, doğruluğa ve adalete dayanmıyorsa kalıcı olamayacağını çok iyi biliyorum. Bu yüzden, etkilediği herkese yarar sağlamayan hiçbir işe girişmeyeceğim. Kullanmak istediğim tüm güçleri kendime çekerek ve diğer insanların işbirliğini sağlayarak başarılı olacağım. Diğer insanları, başkalarına hizmet etme arzumdan dolayı bana hizmet etmeleri için ikna edeceğim. Kin, haset, kıskançlık, bencillik ve olumsuzluk duygularını, insanlık sevgisi geliştirerek tamamen yok edeceğim; çünkü başkalarına yönelik olumsuz bir tavrın bana asla başarı getiremeyeceğini biliyorum. Diğerlerinin bana inanmalarını sağlayacağım; çünkü ben de onlara ve kendime inanacağım.

Son olarak: Bu formülü imzalayacağım, belleğime yerleştireceğim ve günde bir kez yüksek sesle tekrarlayacağım. Bunu bütün kalbimle ve bu formülün zaman içinde düşünce ve eylemlerimi etkileyip özgüvenli ve başarılı bir kişi haline gelmemi sağlayacağına inanarak yapacağım.', 0, 55, 5, 'savas', '', 1, '', 0, 0, 0, 11, 3);
(235, 14,'KARMA FELSEFESİ - 3', '2003-09-30 08:41:26', '

DOĞULU KARMA HİNDUİZM

Hindular mükemmelleşme, aydınlanma olan kaderini tamamlayana kadar birçok hayat süresince yaşayan ve en sonunda Brahman, yani dünya ruhu ile ile ilgili kimliğine dair doğrudan bilgiye ulaşan ve böylece tekrardoğma gereğini ortadan kaldıran ruhu atman diye adlandırırlar.

Krişna, kadim hint efsanesi Bagavatgita''da şöyle der: İnsan ne burada ne orada ortadan yok olacaktır. İnsan birçok yıllar orada oturur ve tekrar dünyaya doğar. Tekrardoğduğu için eski bedeninde kendisine ait olan bilgi ile temasa geçer ve o andan itibaren mükemmelleşmek için daha çok çaba sarf eder.', 'Manu Kanunları, Kitap 5 şöyle der: Bireysel ruhun bedeninden ayrılışında ve bir başka rahimde yeniden doğuşunda ve yüzmilyonlarca mevcudiyet boyunca dolaşmalarında. . .

. . . Bedenlenmiş ruhlara ihtarın sebep olduğu acı eziyetinde ve ruhsal hak yoluyla en yüksek hedeflerine varmanın sebep olduğu ebedi mutluluğun kazanılmasına. . .

TİBET BUDİZMİ
Skandha''lar (sınırlı mevcudiyetin vasıflarından veya öğelerinden oluşan yığınlar), Budist felsefede "bitmemiş işin" aktarılmasında önemli bir rol oynarlar. Hayatlar arasındaki bu karmik bağlantılar (skandhalar), fiziksel bedendeki kalıtımsal karateristiklerden sorumlu olan
kromozonları oluşturan DNA''nınişlevine benzer. Bu skandhalar ölüm sırasında karmik fazlalıklar olarak kalır ve kendilerini şuuraltına ekleyerek, şuuraltı ile birlikte doğarlar. İleri yogiler tarafından binlerce yıl önce yazılmış olan Tibet''in Ölüler Kitabı, bir ruhun (şuuraltının) ölümden sonra edineceği farklı deneyim tiplerini tarif etmektedir. Bu metne göre, bir ruh tekrardoğmak üzere dünyaya geri dönmeden önce birçok fizik dışı dünyadan geçmektedir. Bu dünyalarda geçirilen zaman miktarı tamamen kişinin ruhsal gelişimine bağlıdır. Bir ruh, fizik dışı dünyalardan birine girmeden önce dünyadaki eski ortamında takılabilir ve geçmişindeki aşina yerleri ziyaret edebilir veya sadece önceki bedenini gözlemleyebilir. En sonunda ruh, son hayat süresini yeniden değerlendirdiği ve belirli bir zamandan sonra, yeni bir bedene yeniden doğmak üzere ruhlar dünyasına girer.

Karma kavramına dair Hindular ve Budistler arasındaki belirgin fark şudur: Hindular sürekli bir ruha inanmaktayken, Budistler evrendeki her şeyin bir değişim hali içinde olduığu görünüşünü savunurlar. Budistler ruhu; hepsi de değişime tabi olan alışkanlık modellerinin,
bağlantıların ve içgüdülerin bir bileşimi olacak şekilde düşünmektedir. Yani Budistler sürekli sürekli, daima, daim bir ruhun olmadığını, sadece aydınlanmaya kavuşmak sayesinde özgürlüğünü elde edene kadar hayattan hayata geçerek derslerini öğrenen, nabız gibi atan bir
şuurltının bulunduğunu düşünürler. Budistler, heves, kötü niyet ve cehaletin üç "ateşinin" mevcudiyetinin tekrardoğuma yol açtığına inanırlar. B ateşlerin sönmesi, "mükemmellik" anlamına gelen nirvana ile sembolize edilir.

No comments: