Monday, September 18, 2006

Bütünü Görmek


Öykümüz ünlü Çin düsünürü Lao Tzu'nun zamaninda geçer.. Lao Tzu bu öyküyü çok  sever, sık sık anlatirmis hatta..

Efendim köyde bir yasli adam varmis.. Çok fakir.. Ama kral bile onu kiskanirmis.. Öyle dillere destan bir beyaz ati varmis ki.. Kral at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamini teklif etmis ama adam satmaya yanasmamis..

  "Bu at, bir at degil benim için.. Bir dost.. Insan dostunu satar mi"  dermis hep...

  Bir sabah kalkmislar ki, at yok.. ', 'Köylü ihtiyarin basina toplanmis.."Seni ihtiyar bunak.. Bu ati sana birakmayacaklari, çalacaklari belliydi. Krala satsaydin, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yasardin. Simdi ne paran var,  ne de atın" demisler..Ihtiyar "Karar vermek için acele etmeyin" demis..

Sadece ''At kayip'' deyin.Çünkü gerçek bu.. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiginiz karar.

Atimin kaybolmasi, bir talihsizlik mi, yoksa bir sans mi, bunu henüz bilmiyoruz.Çünkü  bu olay henüz bir baslangiç. Arkasinin nasil gelecegini kimse bilemez.." Köylüler ihtiyar bunaga kahkahalarla gülmüsler.Ama aradan 15 gün geçmeden, at bir gece ansizin dönmüs.. Meger çalinmamis, dağlara gitmis kendi kendine.. Dönerken de, vadideki 12 vahsi ati pesine takıp getirmis.Köylüler, ihtiyar adamin etrafina toplanip özür dilemisler..

"Babalik" demisler.. "Sen hakli çiktin.. Atinin kaybolmasi bir  talihsizlik   değil adeta bir devlet kusu oldu senin için.. Simdi bir at sürün var.." "Karar vermek için gene acele ediyorsunuz" demiş ihtiyar.. Sadece atin geri döndügünü söyleyin. Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getirecegini  henüz bilmiyoruz. Bu daha baslangiç.. Birinci cümlenin birinci kelimesini okur  okumaz kitap hakkında nasil fikir yürütebilirsiniz?.."  Köylüler bu defa ihtiyarla dalga geçmemisler açiktan ama, içlerinden "Bu herif sahiden gerzek" diye geçirmisler.. Bir hafta geçmeden, vahsi atlari terbiye etmeye çalisan ihtiyarin tek oglu attan düsmüs ve ayagini kirmis. Evin geçimini temin eden ogul simdi uzun  zaman  yatakta kalacakmis. Köylüler gene gelmisler ihtiyara.. "Bir kez daha hakli çiktin" demisler. "Bu atlar yüzünden tek oglun bacagini uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak baskasi da yok.. Simdi  eskisinden  daha fakir, daha zavalli olacaksin" demisler.. Ihtiyar "Siz erken karar verme hastaligina tutulmussunuz" diye cevap  vermiş.  "O kadar acele etmeyin. Oglum bacagini kirdi. Gerçek bu.. Ötesi sizin verdiginiz  karar.. Ama acaba ne kadar dogru.. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve  ondan sonra neler olacagi size asla bildirilmez.." Birkaç hafta sonra, düsmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldirmis. Kral son  bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çagirmis. Köye gelen  görevliler, ihtiyarin kirik bacakli oglu disinda bütün gençleri askere almislar.  Köyü matem sarmis. Çünkü savasin kazanilmasina imkan yokmus, giden gençlerin ya  ölecegini ya esir düsüp köle diye satilacagini herkes  biliyormuş. Köylüler, gene ihtiyara gelmisler..  "Gene hakli oldugun kanitlandi" demisler. "Oglunun bacagi kirik, ama hiç degilse yaninda. Oysa bizimkiler belki asla köye dönemeyecekler. Oglunun  bacaginin kirilmasi, talihsizlik değil, Sansmis meger.." "Siz erken karar vermeye devam edin" demis, ihtiyar.. Oysa ne olacagini kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerçek var. Benim oglum yanimda, sizinkiler  askerde.. Ama bunlarin hangisinin talih, hangisinin sanssizlik olduğunu sadece  Allah biliyor."

Lao Tzu, öyküsünü su nasihatla tamamlarmis, etrafina anlattiginda: "Acele karar vermeyin. O zaman sizin de herkesten farkiniz kalmaz. Hayatin  küçük bir parçasina bakip tamami hakkinda karar vermekten kaçinin. Karar aklin  durmasi halidir. Akil insani daima karara zorlar ve gezi asla sona ermez. Bir yol  biterken yenisi başlar. Bir kapi kapanirken, baskasi açilir. Bir hedefe  ulasirsiniz ve daha yüksek bir hedefin hemen oracikta oldugunu  görürsünüz.

No comments: